Vücut geliştirme veya fitness ile uğraşan sporcuların öncelikle unutmaması gereken şey, yapılanın kendi başına bir disiplin olduğudur. Uyguladığınız programa ve beslenme şekline gönülden bağlı olmalısınız. İyi sonuçlara ulaşabilmek özveri, sabır ve bilgi gerektirir. Sabırsız ve hırslı olmak, bilgi eksikliğinden dolayı geri dönüşü olmayan sakatlıklara ve fiziksel görünüşte bozukluklara sebep olabilir. Yaptığımız sporun araştırmalar ve denemeler sonucunda devamlı gelişen ve yenilenen bir dal olduğu unutulmamalıdır.
Kas gelişiminin maksimum olabilmesi için 3 ayaktan oluşan dengenin bozulmaması ve eksiklik görülen ayakların herhangi birindeki değişikliklerin zaman kaybetmeden yapılması önemlidir. Nedir bu üçayak? Antrenman, beslenme ve dinlenmedir. Üçü de birbirini destekleyen ve önem sırasına konulmaması gereken gerekli faktörlerdir. Kısaca bu üç faktörü ele alalım.
Antrenman:
Hepimiz zaman içerisinde bu spor ile ilgili değişik bilgiler ve mitler duymuşuzdur. En çok mit ise antrenman programları hakkında duyulur. Salonlarda veya arkadaş arasında aslında yeterli bilgiye sahip olmadan çok fazla tavsiyeler verilir ve bunları denemekle çok zaman kaybedilir. Aslında bu denemelerde hepimize doğru ve yanlışı öğrenmemizde yol kat etmemize yardımcı olmuştur.
Antrenman, kas yapımının başlangıcının olduğu, hormonlarımızın tetiklendiği, yağ yakmaya başladığımız zaman dilimidir. Doğru hareketlerden oluşmalı, yeterli ağırlık kullanılmalı, gerektiği kadar tekrar edilmelidir. Antrenman programları kişiye özel olduğu takdir de tam manasıyla amacına ulaşır. Her insanın fizyolojik yapısı ve istediği fiziki görünüş şekli farklıdır. Programın oluşturulmasında, sağlık durumu, kondisyon, yaş, kilo ve fizik yapısı büyük etkendir. Yetersiz seviyedeki insanların üst seviye programları yapmaya zorlanması hem kişiyi bu spordan zamanla soğutacak hem de başarısız olmasına sebep olacaktır, getireceği sağlık problemleri de cabasıdır.
Peki nasıl olmalı bu antrenman programı? Antrenman şeklini kabaca 3 kategoriye ayırabiliriz, yeni başlayan, orta seviye ve üst seviye. Yeni başlayan programları, daha önce düzenli şekilde sporla uğraşmamış ve vücut geliştirme/fitness ile 6-9 aydan (kişiye, yaşa ve çalışma şekline göre değişiklik gösterebilir) daha az süredir uğraşanları kapsar. Orta seviye programlar ise düzenli sporu alışkanlık haline getirmiş fakat kaslarını ve nabzını zorlamayı adet edinmemiş kişileri kapsar. Üst seviye programlar, sporu yaşam tarzı haline getirmiş(görüntüsünden dahi anlaşılır),2-3 yıl kadar ya da daha fazla süredir devam eden, her antrenmanında kendi sınırlarını zorlayan, yüksek kondisyonlu kişilerdir. Oluşturulan programlara ne kadar seviye belirleyici işaretler konmasa da genel anlamıyla bu kategoriler istenerek veya istem dışı şekilde kişilere uygulanır.
Antrenman programları değişken olmalıdır. İnsan yapısının her şeye hızlı ayak uydurması gibi kas sistemi de programlara hızla ayak uydurur. Bunun sonucunda da daha az kas lifi antrenman esnasında çalıştırılabilir. Gelişimin duraklaması ve kuvvetin artmasıyla birlikte daha çok ağırlık kaldırmaya yönelinir buda hareket formunun bozulması ve sakatlılara yol açılması gibi sonuçlar doğurabilir. 2 haftadan kısa 6 haftadan da uzun olmamalıdır. Programın değişkenliği kasların şaşırtılarak gelişimin maksimum olması mantığından yola çıkar. Değişkenlik arz eden programlar vücutta ki kasların dengeli çalışması ve gözden kaçırılan bölge kalmamasını sağlamakla birlikte, estetik görüntüyü arttırır. Aynı kas grubunu çalıştırmak için farklı hareketlere yönelinmesi o kas grubunun farklı bölgelerinin de tam manasıyla çalıştırılmasını sağlar ki buda bize, hem kuvvet hem de iri kaslar olarak geri döner. Bunun yanında çoğu kişinin takıntı haline getirmiş olduğu maksimum kaldırılan ağırlıkların artırılmasına da yardımcı olur.